Skip to main content

L-Carnitine Dosyası

Sadece yağ yakımı için gerekli olan bir aminoasit türevi midir?

Öncelikle L-Carnitine Nedir?

L-Karnitin, çoğunlukla et ve süt ürünlerinden bulunan ve aynı zamanda sağlıklı besin alımı ile vücudumuzda gerektiği kadar üretilebilen protein bazlı bir bileşiktir. Vücudumuz için L-karnitin koşullu olarak gereklidir. Zira vücudumuzun üretemediği esansiyel aminoasitlerden olan Lizin ve Metiyonin ‘in metabolizmasına katılır.

Bu yazıda L-Karnitin’in, vücutta çoğunlukla hücresel enerji üretimi ile ilgili pozitif ve negatif yanlarını sizlere aktarıyor olacağız.

L-Karnitin Formları Nelerdir?

L-Karnitin

Bu vücudumuz tarafından üretilen aynı karnitin formudur.

Asetil L-Karnitin (ALCAR)

Bu L-karnitin formu, beyin bariyerini geçmesine izin veren “asetilasyon” olarak bilinen kimyasal bir süreçten geçmiştir.

L-Karnitin L-Tartarat (LCLT)

Bu L-karnitin formu, emilimi artırmaya yardımcı olmak için tartarik aside bağlanır.

Glisin Propiyonil L-Karnitin (GPLC)

Bu L-karnitin formu, glisine amoniasitine bağlanır ve bazı araştırmalar, vücutta antioksidan etkiler uyguladığını ve egzersiz sırasında kan akışını artırabileceğini göstermiştir.

L-Karnitinin maksimum etkisi için hangi dozda kullanmamız gerekir?

Etkili L-karnitin dozu, hangi türü kullanmamıza bağlı olarak değişir. Klinik olarak her biri için önerilen dozlar aşağıdaki gibidir:

Asetil-L-Karnitin : günde 630 ile 2500 mg.

L-Karnitin L-Tartrat: günde 1000 ile 4000mg.

Glisin Propiyonil L-Karnitin: günde 1.000 ila 4.000mg.

L-Karnitin : günde 500 ile 2.000mg olarak önerilebilir.

Bu değerler L-karnitin’e ihtiyaç olan klinik bireyler için önerilmektedir. Spor yapan sağlıklı bireyler için altta paylaştığım bilgileri inceleyebilirsiniz.

L-Karnitinin Yan Etkileri

Öncelikle çoğu çalışmada, L-karnitin desteğinin güvenli olduğunu ve yan etkileri olmadığını gösterilmektedir. [1]

Bununla birlikte, 2013 yılında yayınlanan ve etteki karnitinin kalp hastalığı riskini artırabileceğini öne süren bir çalışma nedeniyle bu konu tartışmalıdır.

Yine de histeriye inanmamak için iyi bir sebebimiz olabilir. Bu araştırma aslında kırmızı et yemenin kalp hastalığı riskini artırdığını göstermemektedir.

Bunun yerine, TMAO olarak bilinen, kalp hastalığı ile ilişkilendirilen ancak buna neden olduğu kanıtlanmamış bir maddenin geçici bir artışına neden olduğunu gösterilmiştir.

Başka bir deyişle, et yemenin her koşulda tüm insanlarda kalp hastalığı riskini artırdığı fikri olası olmayan bir hipotezdir.

Bu, çalışmaların kırmızı et tüketimi ile kalp hastalığı, diyabet, felç veya kanser arasında hiçbir bağlantı bulamadığı gerçeğiyle de bazı koşullarda destekleniyor.

Bununla birlikte, pastırma, salam ve sosisli sandviç gibi işlenmiş kırmızı et yemenin kalp hastalığı riskini artırabileceğine dair kanıtlar bulunduğunu biliyoruz. Ancak bu gözlemin kendi başına kırmızı et tüketimiyle mi yoksa genel olarak sağlıksız yaşamla mı ilgili olduğunu tam olarak bilmiyoruz. İzlemiş olma olasılığınızı düşünerek Netflix’te yayınlanan ve içerisinde bir çok bias bulunan ‘The Game Changers’ belgeselinde araştırmaların nasıl yanlış yansıtıldığını araştırmanızı öneririm.

L-Karnitinin Kas Hasarı ve Ağrıları Üzerine Etkisi

L-Karnitinin kas hasarları ve ağrıları üzerindeki olumlu etkisi olabileceği düşünülmektedir. Bu sebeple  egzersiz sonrası yağ oksidasyonuna yardımcı bir takviye olarak değil; antrenman sonrası kas toparlanması adına kullanılması makul olabilir. [4] [5]

Bazı araştırmalar, yoğun egzersiz sırasında ve sonrasında kas hasarını azalttığını, böylece kas onarımını iyileştirdiğini ve kas ağrısını azalttığını göstermektedir.

L-Karnitinin Eklem ve Kemik Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Osteoporozu şiddetlenen fareler üzerinde yapılan bir çalışmada, karnitinin kemik kırığı üzerindeki etkileri incelenmiştir ve sonuçlarda karnitinin çeşitli biyokimyasal (serum sitokin, osteokalsin ve osteopontin seviyeleri) ve radyolojik parametrelerle değerlendirilen kemik iyileşmesi üzerinde güçlendirici bir etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. [6]

Diz eklemi hastalarında L-karnitinin kısa süreli tedavisinin, enflamasyonlarının azaltılmasında ve ağrıyı iyileştirmede gözlemlenen faydalı etkileri görülmüştür. Özellikle bu hastalarda asetil L-karnitin formu bu etkiyi sağlamıştır. [7]  Yanlış anlaşılmamak adına bu araştırmaların daha başlangıç düzeyinde olduğunu söylemek gereklidir.

Çeşitli eklem destekleyici ek gıdalarda artık L-kartininin adını sıkça görmekteyiz. Mitokondrinin tam verimli çalışmaması eklemlerdeki genç onarım sürelerine önemli ölçüde müdehale eder. Bu nedenle eklem, kas ve kemiklerde toparlanma zor olur. Karnitin mitokondri metabolizmasında önemli rol oynadığı için doğal olarak besinlerden yeteri kadar karnitin karşılayamıyorsak klinik olarak önerilen dozlarda kullanılması çeşitli eklem ve kemik sağlığı üzerinde etkili olabilir. [8]

Osteoartrit(kireçlenme) rahatsızlığı bulunan hastalara yapılan bir meta-analiz araştırmasında, l-karnitin takviyesinin, eklemlerde kıkırdak dokunun yapısında düzelme, kalınlaşma ve tahribatı azaltmasında rol oynayabileceği; diz, kalça, el bileği ve omurgalardaki problemleri hafifletebileceği söylenmiştir. [9]

Fibronektin adlı glikoprotein, eklem ve kemik sağlığında önemli rol oynayan kollajen, heparin, jelatin ve lektinleri birbirine bağlar. Hücre yüzeylerinin ve ekstravasküler sıvıların yapısında görev alır. Enfeksiyonlarda özellikle sinovial sıvı denilen vücudumuzun eklem kıkırdaklarını sürtünme nedeniyle aşınmaktan koruyan sıvı içerisinde artarak eklemlerimizdeki olumsuz etkileri azaltmaya çalışır. Farelerin üzerinde yapılan bir araştırmada kilo başına 100mg l-carnitine takviyesi verilmesinin artmış serum fibronektin düzeylerine sebep olabileceği söylenmiştir. [10]

Yüksek kilolu veya obez, eklem kıkırdak yapıları bozulmuş 72 kadın hastada yapılan çalışmada l-carnitin takviyesinin oksidatif stresin doğal bir markörü olan malondialdehit adlı yapıda ve kandaki “total antioksidan kapasitesi” seviyelerinin azalması ile birlikte ağrılarının azaldığı görülmüştür. Kemik ve eklemlerde bulunan oksidatif stresi azaltmanın hedeflenmesi yeni araştırmalara ve tedavilere yol gösterebilir. [11]

Bahsettiğimiz araştırmalar kesin bir kanı göstermemek ile birlikte, l-karnitinin eklem ve kemik sağlığı üzerindeki çalışmalar gün geçtikçe artmakta olup bu gibi çalışmalar gelecekteki tedavilere ve çalışmalara ışık tutabilir.

Kaynakça

[1] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24267266.
[2] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2861661/.
[3] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18065594.
[4] https://link.springer.com/article/10.1007/s00706-005-0322-y.
[5] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20045157.
[6] https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/bcpt.12384.
[7] https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/26933897/.
[8] https://www.tandfonline.com/doi/full/10.1016/j.ajme.2016.03.002.
[9] https://bjsm.bmj.com/content/52/3/167.
[10] https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23369036/.
[11] https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0271531715001372?via%3Dihub.

 

 

Dyt. Coşku Mutlu CISSN

Dyt. Başar Kemal Savaşçılar

 

Leave a Reply